Hopelessness and perceived stress: the mediating role of cognitive flexibility and intolerance of uncertainty
Ayse Sibel Demirtas, Banu Yildiz
Dusunen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences
2019;32:259-267
Article No:
9
Article Type :
Research
Objective: This study aims to explore the relationships among hopelessness, cognitive flexibility, intolerance of uncertainty, and perceived stress in a non-clinical sample by proposing a multiple mediation model. It was suggested that hopeless individuals have low cognitive flexibility and high intolerance of uncertainty; consequently, they are more likely to perceive stress.
Method: The participants of this study comprised 302 university students (46.7% female and 53.3% male) between 18 and 40 years of age who were recruited from a state university in Turkey. To collect data, Beck Hopelessness Scale, Cognitive Flexibility Inventory, Intolerance of Uncertainty Scale, and Perceived Stress Scale were applied.
Results: The results showed that hopelessness is negatively correlated with cognitive flexibility and positively correlated with intolerance of uncertainty and perceived stress. Cognitive flexibility has been found to be negatively correlated with intolerance of uncertainty and perceived stress. There is also a positive correlation between intolerance of uncertainty and perceived stress. The mediation of cognitive flexibility and intolerance of uncertainty in the relationship between hopelessness and perceived stress is also statistically significant in the model, and all variables explain approximately 37.0% of the variance in perceived stress.
Conclusion: The findings of the study are considered to provide a guide for mental health professionals and researchers.
Keywords :
Cognitive flexibility, hopelessness, intolerance of uncertainty, perceived stress
Umutsuzluk ve algılanan stres: Bilişsel esneklik ve belirsizliğe tahammülsüzlüğün aracı rolü
Makale No:
9
Makale Türü :
Araştırma
Amaç: Bu araştırma klinik olmayan bir örneklemde, çoklu aracılık modeli önererek umutsuzluk, bilişsel esneklik, belirsizliğe tahammülsüzlük ve algılanan stres arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada umutsuz bireylerin düşük düzeyde bilişsel esnekliğe ve yüksek düzeyde belirsizliğe tahammülsüzlüğe sahip olduğu; dolayısıyla algılanan stres düzeylerinin daha yüksek olacağı varsayılmıştır.
Yöntem: Araştırmanın katılımcıları Türkiye’deki bir devlet üniversitesine devam eden ve yaşları 18 ile 40 arasında olan 302 öğrenciden (%46.7’si kadın % 53.3’ü erkek ) oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında, Beck Umutsuzluk Ölçeği, Bilişsel Esneklik Envanteri, Belirsizliğe Tahammülsüz Ölçeği ve Algılanan Stres Ölçeği kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırma bulguları, umutsuzluğun bilişsel esneklik ile negatif yönde, belirsizliğe tahammülsüzlük ve algılanan stres ile pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermiştir. Bilişsel esneklik; belirsizliğe tahammülsüzlük ve algılanan stres ile negatif yönde ilişkili bulunmuştur. Ayrıca belirsizliğe tahammülsüzlük ve algılanan stres arasında pozitif yönde ilişki vardır. Bilişsel esneklik ve belirsizliğe tahammülsüzlüğün, umutsuzluk ve algılanan stres arasındaki ilişkide aracılığı istatistiksel olarak anlamlıdır ve tüm değişkenler algılanan stresteki varyansın yaklaşık %37’sini açıklamaktadır.
Tartışma: Araştırma sonuçlarının ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller ve araştırmacılar için yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler :
Umutsuzluk, bilişsel esneklik, belirsizliğe tahammülsüzlük, algılanan stres